8 Nisan 2019 Pazartesi

HAYATIM VE BEN -1

Hayatım ve BEN



1952 yılının 4.Nisan cuma günü akşam üstü saat 17:00 civarında güzel bir günde, bahar'da İzmit'te dünyaya gelmişim.
Kozluk Mahallesi Karabekir Sokak'ta 6 dönüm meyvelik bir bahçe içinde kerpiç ve iki katlı dedemlere ait sımsıcak bir evde.

Tipik bir Koç erkeğiyim ; Mükemmeliyetçi,seçici ve otoriteden hoşlanan vs .vs .

Biraz doğduğum yerden bahsetmek isterim;aklınıza gelebilecek her türlü meyvenin yetiştiği büyük bir arazi.Şimdilerde biz üzümü kilo ile alırız ya,o zaman yörükler atla gelir ve sepetlerle alırdık. Karpuzu ise at arabası ile alır ve bahçenin bir köşesine yıkardık. Akşam eve giderken koltuk altına birkaç karpuz alır giderdik.Kalan karpuzların üstünü de tente ile örter öyle giderdik eve.Hirsızlık mırsızlık yokmuş demekki.Kırmızı dut ağaçlarımız vardı,kastarca erik, armut çeşitler,özelikle unutamadığım ve hala dün gibi lezzetini hissettiğim kış armutu "Hamdi Sünger" armutu diye bilirdik. Mürdüm Eriği , ayva çeşitleri vs.O zamanlar Kapanönü esnafı gelir bahçemizden sepetlerle toptan toplar satın alırlarmış. Tabii o yılları ben hatırlamıyorum,ancak anlatılanlardan hatırımda kalan bilgiler.





Fakat çocukluğum bu bahçede geçti ve bu bahçenin nimetlerinden faydalandım. Hala her anını dün gibi hatırlıyorum,inanın .O tadlar hala damağımda .




Dedemin İstiklâl Madalyası



Rahmetli dedem ve BEN



Rahmetli dedem,dedem demişken de namı değer Gazi Ali (topal Ali) derlerdi kendisine.
Şamda İstiklal harbinde şarapnel parçası sol ayak bilek kemiğinden girip kemiği parçalamış.Ayağı hafif sekerdi,onu için topal Ali lakabı ile anılırdı.İstiklal Madalyası vardı.
Rahmetli ile anımsadığım çok şey var onun anı yıllarına ait.Kozluk ta memeli dere sırtlarında piyade tüfeği ile Yunan uçağı düşürdüğü,Şamda susuzluktan at idrarı içip susuzluğunu,açlıktan ise at pisliği içindeki tahılları yedikleri hikayeler gibi vs.Harp yılları,yoksulluk yılları demekki!

Rahmetli babam da ikinci dünya savaşı sonları 1943-1946 yılları arası askerlik görevini ifa etmiş ,üç yıl askerlik yapmış.Asker de Harley Davidson motorunu anlata anlata bitiremezdi.1945 model o yıllara ait bir Harley Davidson.




Moda Terzisi Yunus DİNÇ



Rahmetli babam askerlik dönüşü, Heykel yakınındaki Eski Vali konağı sokağında tüccar terzi olarak olarak çalışmaya
başlar.Dedem,kendisi esnaf olduğu için babamı çok severmiş. Gel zaman git zaman bir bayram üzeri işlerinin yoğun olduğu bir gün dükkanı soyulur ve hazır teslim elbiseler ve tüm kumaşları çalınır.  Bunun üzerine Adapazarı'na
gitmeye karar verirler.İşte ben o zaman 9 aylık bir bebekmişim.
Adapazarı'nda ilk taşındığımız ev Arnavut Ethem amcaların evi idi ve aynı bahçe içindeki ayrı ayrı evlerde çoluk çocuk birlikte yaşıyorduk .




Sonraki evimizin kime ait olduğunu bilmiyorum ama iki katlı,koyu yeşil bir binanın birinci katıydı. Okul çağında değildim herhalde fazla bir anı yok burası ile ilgili.Sadece 1957 yılı gibi bir deprem yaşadığımızı ve evimizin giriş merdivenlerden otururduğumuzu hatırlıyorum sadece.Ramazan ayında idi o zamanlar davulcu davul çalar birlikte manide(davulumun ipi gaytan,sırtımda kalmadı mintan) söylerdi.Merdivenlerde oturup davulcunun gelmesini beklemeyi severdim.Bu evimizi çok beğenirdim. Sonraki evimiz iki ev yanındaki Kazım Kuştutar isimli amcaların evi idi .Aynı mahallede birbirine çok yakındı.İki katlı ahşap bir binanın alt katında oturduk.İlk okul yıllarım bu binada geçti ve sünnet düğünüm burada yapıldı. İlk ve orta okul yıllarım burada geçti.Sonra Abaza Sadullah amcaların evi vardı sırada ve daha sonrada polis Ahmet amcaların evi idi.1967 büyük Adapazarı depremini burada yaşadık .22 Temmuz ayı Cumartesi saat 18:58 idi.Akşam üstü evimizin önünda çimenlerin üzerinde uturuyorduk.O zaman evcil güvercinlerimiz vardı,güvercin uçuruyor ve seyrediyorduk. Deprem ile ilgili anılarımı daha sonraki bölümlerde anlatacağım.

"Hayatım ve BEN" yazı dizim devam edecek.Yorumlarınızı bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder